Kayıp Bulundu
Bir pazar günüydü. Mahalleyi davul zurna sesleri inletiyordu.Ben ve arkadaşlarım kulağımıza gelen sesle çılgınlar gibi sağa sola koşuşturuyor anlamsız danslar ediyorduk . Arkadaşlardan birisi – “kızlar bir kaç seneye kalmaz bizlerde gelin oluruz ” demiş . Biz de ona daha on beş yaşındayız evlilik bizden çok uzaklarda demiştik . Bu söz bize çok uzak gelse de bizim şen kahkahalar atmamıza sebep olmuştu .
Kızlarla mahallemize gelen yeni gelini merak ediyorduk . Adının Hanım olduğunu , yirmi beş yaşında , kocasının da otuz yedi yaşında olduğunu , kocasının huysuz biri olduğunu , kızın başını yaktıkları şeklinde annelerimizden duyduğumuz yarım yamalak bilgileri bir araya gelince konuşuyorduk . Öğrenebildiğimiz yeni bilgileri aramız da paylaşıyorduk .
Aradan yaklaşık iki yıl geçmişti . Yeni gelin Hanım Abla ile komşu olmuştuk . Evimiz yakın olduğu için bize sıkça gelir ve annemle dertleşirdi . Hep kocasından bahseder bebeği de olmadığı için kaynanasının sürekli söylendiğini şikayet eder dururdu . Annem onu teselli eder , laf dinlemeyeyim diye sürekli bana da olmadık işler yaptırırdı . Ben o sene üniversteyi kazanmış İstanbul ‘ dan Konya ‘ ya gitmiştim . Yaz tatillerinde de pek gelemiyordum . Sürekli ders çalışıyordum . Ara sıra mahalle arkadaşlarımla yazışıyor , onlar hakkında bilgiler alıyordum . Hepimiz dağılmıştık , aramızda evlenenler olmuş , bebekleri dahi olmuştu.
Okulu bitirip iş hayatına atılmıştım . İşten eve geldiğim bir akşamdı . Hanım Abla ile karşılaştım . Bana panik içinde bir şeyler anlatmaya çalışıyordu sakin olmasını söyledim ve olayı sakin bir şekilde anlatmasını istedim . Bana hamile olduğunu söyleyince ben de şok oldum . Hanım Abla kırk beş yaşındaydı kocası da altmışına dayanmıştı . Evliliğin üzerinden çok yıllar geçmişti . Bebek ümidini keseli de yıllar olmuştu . Kocasından , kaynanasından mahallenin dedikodusundan bezmiş , hatta kaynanası çocuğu olmuyor diye üstüne kuma bile almıştı . Kuması da bebeği olmayınca , kadın dayanamamış gitmişti . Hanım Abla ‘nın yüreğinde hiç ummadığı bir anda bir can hayat bulmuştu . Tanıdık doktor arkadaşıma yönlendirdim .
Hanım Ablanın nur topu gibi bir kızı oldu . Huysuz kocası bebek doğunca , bu yaştan sonra çocuk mu bakacağız diyerek başkasına vermek istemişti .20 yıl sonra anne olmuştu onu , nasıl bir başkasına verebilirdi . Kız on yaşına gelmişti . Birde duyduk ki Hanım Abla kocasını bırakıp 90 yaşında variyetli birine kaçmış . Bunun olabilme ihtimali var mıydı ? Hayırsız bir babadan kaçışın adı da bu olabilirdi . Hanım Abla’ dan hiç ses yoktu . Nere gitmişti , kimle gitmişti , yaşlı adamı nasıl bulmuştu sorulara yanıt verecek kimse yoktu . Akrabaları dahi reddetmiş , sorulunca öğle biri yok diyorlardı . Ardan çok geçmemişti ki kocasının , içki komasından öldüğü haberi yayıldı . Hanım Abla da mahalleli tarafından çoktan unutulmuştu .
İşe vapurla gidiyordum . Bir yandan çayımı yudumlayıp bir yandan da aldığım gazeteyi okumaya çalışıyordum . Gazetenin 3.sayfa haberlerinde Hanım Ablayı görünce ağzımdaki çayı istem dışı püskürdüm . “Ölüm döşeğinde kızını arayan annenin hazin sonu ” başlığıyla haberlere konu olmuştu . Çevremdekilerin dikkatli bakışları altında yazıyı okuyor hıçkırıkla ağlıyordum . Hanım Abla evden kaçan kızını ararken enfeksiyonlu bir hastalığa yakalanmış , kızını bulamadan vefat etmişti . 3 aydır bulunamayan 18 yaşında ki kızı da aşırı doz uyuşturucudan kullanmaktan ölü olarak yol kenarında bulunmuştu …
Biraz kendimi topladım ki , kulağım da davul zurna sesleri çınlamaya başladı . Hanım Ablanın mahalleye gelişindeki heyecanımız aklıma gelmişti . Mahallemiz onun gelişiyle nasıl da şenlenmişti …
-SON-